Çevre ve Doğal Kaynaklar

Ülkemizin hazinesi olan doğal kaynaklar ve çevre her şeyin üzerindedir. Başta ormanlarımız olmak üzere sadece halkın yararına ve çevreye zarar vermeden, özenli bir kullanıma sunulacaktır. Doğal kaynaklar öncelikle halkındır, ülkenin her yanında bu kaynaklardan elde edilecek gelirlere bölgede yaşayanlara kurulacak kooperatifler aracılığı ile kaynak paylaşımı sağlanacaktır.

Ormanlarımızı yok edecek hiç bir girişime, HES veya enerji, maden yatırımlarına izin verilmeyecektir. Ormanların ranta kurban edilmesinin önüne mutlaka geçilecektir.

Doğal kaynaklar ve orman rejimi adı altında, bunlara zarar verenlere ağır cezalar veren ve dönüşümlerini engelleyen yasal düzenlemeler yapılacaktır.

Doğal zenginlikler ve çevre bize miras olduğu kadar, geleceğe bırakmamız gereken değerlerdir ayn zamanda. Yabancıların gelerek doğal kaynaklarımızı sömürmesi, avantaj sağlaması, çevreyi ve doğayı yok etmesinin önüne kesinlikle geçilecektir.

Doğal kaynaklar ve zenginlikler envanteri çıkarılarak dengeli biçimde

değerlendirilecek, kaynakların adil kullanımı sağlanacaktır. Ülkenin her yerinde çevreye zarar vermeyen, güneş ışığından yararlanacak enerji yatırımları öne çıkarılacak, enerji, elektrik devletin yama kapattığı, halkı soyduğu bir unsur halinden çıkarılacaktır.

Ülkenin tamamı için su envanteri çıkarılarak, orta ve uzun vade su politikaları belirlenecek, akarsu ve göllerimizin doğal koruma alanlarına dönüştürülmesi sağlanacaktır. Deniz ve göl balıkçılığı yasal düzenlemelerle kalıcı çözümlere kavuşturularak halkın uzun süre fayda sağlamasının önü açılacaktır.

Üç tarafı denizle çevrili ülkemizde denizden balık ürünleri ve enerji politikalarında yararlanacak şekilde düzenlemeler yapılacaktır. Bütün bölgelerde elde edilecek

ürünlerin depolanma, konserve haline getirilmesi öncelik, bölgede yaşayanları kooperatifleştirerek ekonomik kaynaklara dönüştürülecektir.

Sonuç

Yeraltı kaynaklarımız bizimdir, halkın yararına ve çıkarına kullanılması elzemdir. Çevrenin bulunduğu halinden, doğal yaşamın yok edilmesine uzanan yelpaze, zorla, yasakla değil halkın bilinçlendirilerek, doğal yaşamdan yararlanması sağlanarak yok etmeye değil var etmeye yöneltilecektir.

Enerji politikalarımızı kendimize göre belirleyeceğiz, yabancıları bu alandan kademeli olarak çıkararak kendi milli politikalarımızla kontrollü olarak yabancı yatırımlardan yararlanma yoluna gideceğiz.

Sanayide yenilenebilir enerji kullanımını öne çıkaracağız, on yıl içinde enerji politikalarımızda bu yönde geliştirme sağlayarak uzun vadede %70 yenilenebilir enerji hedefine doğru adımlar atacağız, düzenlemeler yapacağız. Bu endüstrinin üreticisi, geliştiricisi olarak da dışa yönelik ihracatın da en ön sıralarında yer alacağız.

Bütün ülkeyi tek bir enerji kurumu ile yöneterek, vatandaşlarımıza en ucuz ve tek bir fiyatla enerji ulaştıracağız. Sanayiye de koşullarını iyileştirerek geliştirici modelden sunacağız.

Sosyal Konut ve Kent Yaşamı

Her vatandaşımızın yaşamını geçireceği bir konuta sahip olmak için devletin üstleneceği görevler vardır. Bu ailenin temeli ve geleceği için en önemli varlığıdır. Yapacağımız düzenlemelerle herkese içinde huzurla yaşayabileceği bir ev ve konut sağlanacaktır.

Kentlerin en önemli sorunu kırsal alanda işsizlik arttıkça kente yönelen göçlerdir. Kırsal alanlarda gerçekleşecek düzelmelerle öncelikle köyden kente göçü önlemek ilk hedef olarak ele alınmaktadır.

Emlak ve arsa rantçılığa kurban edildikçe düşük gelir gruplu ailelerin ev sahibi olmasının hayal olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Devlet tarafından düzenli bir planlama ile, yaratacağı arsalarla, onların alt yapılarını yaparak yoksullara ucuz arsa ve kira öder gibi ev sahibi olma fırsatı verilecektir. Ev edindirmede hiç evi olmayanlara öncelik sağlanacak, birden çok evi olanların emlak vergileri, kademeli olarak artırılacaktır.

Emlak vergilerinden gelen paylarla yeni ve uzun vadeli vatandaşa verilen sosyal konut alanları oluşturulacaktır. Bu bugünlerde TOKİ nin yaptığı gibi değildir, çözümleri halkçı değil yandaşlarına rant elde edecek, müteahitlik hizmetleri yaratmak üzere planlanmıştır. Bu sosyal devletin ruhuna aykırı bir çözümdür. Özellikle tarihi bazı semtleri türlü oyunlarla boşaltarak yerlerine Sulukule örneğinde olduğu gibi villalar yapmak ta sosyal devlete yakışmamaktadır.

Ayrıca kentsel dönüşüm adı altında, gerekli düzenlemeler yapılmadan, devletin caydırıcı kuralları olmadan mütahitlere teslim edilen vatandaşlarımız bugün büyük problemler yaşamaktadırlar. Güvensiz ve garantisiz kontratlarla kandırılan halkımız, dönüşüm mağdurları olarak sosyal hayatımızda yer almaktadırlar.

Kentsel dönüşüm sadece binaları dönüştürmek, kat sayılarını artırmak değildir.

Tarihi özelliği olmayan bölgelerde yeni ve insana yakışır bir kentsel planlamaya ihtiyaç vardır. Bunun için de başta yeşil alanların artırılmasına,sosyal ihtiyaçların da düşünülerek sağlam sözleşmelere ve hedeflere ihtiyaç vardır. Bunu sağlayacak yaklaşım ve projelerle kentsel dönüşümler modern kent halkını ortaya çıkaracak, sosyal yönden eski komşuluk ilişkilerine de gönderme yapacak düzenlemeler içerecektir.

Kent ve kır yaşamını kendi değerleri içinde ele almayan hiç bir düzenleme halkçı değildir. Ormandan koparılmış parçalarda binalaşmalar, yeterli yeşil alanların

olmadığı, sağlıksız alt yapıların olduğu yerleşim yerleri gelecekte ciddi sorunlarla yüzyüze bırakacaktır bizleri.

evlete ve belediyelere düşen görev, kolay yoldan prim yapan değil, kısa, orta ve uzun vade hedefleri düşünen çözümler olmalıdır. Şehir içi ulaşımda, partizanlık yapılarak kendilerine oy verilmeyen bölgelere metro götürülmemesi başta olmak üzere bütün partizan uygulamalar bitirilmelidir.

Kent içi ulaşım, ucuz, hesaplı ve toplu taşımı öne çıkaracak şekilde yeniden düzenlenecektir. Özellikle toplu taşımda 65 yaş üstü vatandaşlarımıza ücretsiz sağlanan şehir içi ulaşım 18 yaş altına da kademeli olarak indirim ve ücretsiz olacaktır.

Yerleşim yerlerine, meydanlar, kent parkları, sosyal alanlar, sanat merkezleri inşa edilecek, halkın kolayca ulaşacağı semt pazarlarında doğal ürünlerin kolayca pazarlanması için kırsal alanlarda kurulan kooperatiflere öncelik sağlanacaktır.

Köylerde üretim yapan vatandaşlarımızın ürünleri planlı şekilde kentlere sunulacaktır.

Köylere yönelik çözümlerde, bölge iklimine uygun, mimari ve malzemelerden

yerleşim yerleri, çiftlikler oluşturulması ve bunların birleştiği yeni yerleşim yerlerini özellikle turizme açmak en önemli hedeftir. Köyden çıkıp kente okumaya gelenler, yeniden köylerine dönebilecekleri cazibe ortamlarında bulunabileceklerdir.

Köylerin sosyal yaşamı, muhtarlık binaları ve köy odaları da günümüz gereklerine uygun olacaktır. Köylerde köy yaşamının örneklerini sunan pansiyon turizmi desteklenecek, köyde yaşayan vatandaşlarımızın ekonomilerine katkı yapacak bireysel ve imece faaliyetleri geliştirilecektir.

Her köyün ve yerleşim biriminin hangi yönden öne çıkarılacağı, dönüştürüleceği kentsel ve kırsal yerleşim planının bir parçası haline getirilecektir. kentten köye dönmek isteyen ailelere özel destek paketleri uygulanacaktır.

Sonuç

Konut, arsa ve kent yaşamında yapacağımız düzenlemelerle Gelişim ve Demokrasi Partisi evde ve kentlerde huzuru sağlayacak, zenginleştirici çözümler geliştirecektir.

Aşağıdaki formu doldurarak bize ulaşın.

 536 toplam okunma,  2 bugün okunma